Çizimden Dijital Dünyaya: Tasarım Serüvenim
- can özdoğan
- 13 Eki 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Kas 2024

Her şey, dönemimin eğitim kurumlarından biri olan İstasyon Sanat Akademisi'nde başladı. 2 yıl boyunca çizim ve grafik tasarımın inceliklerini öğrendim, renklerle haşır neşir oldum ve baskı teknikleriyle cebelleştim. 2000 yılında diplomanı alıp mezun olduğumda, dünyayı renklendirmeye hazırdım.
İlk adımlarımı attığım butik ve orta ölçekli ajanslarda, jr grafikerlikten uzmanlığa doğru hızlı bir yükseliş yakaladım. Bu süreçte baskı teknikleri, renk uyumu, kağıt türleri ve tabii ki typography gibi tasarımın temelleriyle derin bağlar kurdum.
Sonra Rekare Ajansı'nda shopper marketing'in büyülü dünyasıyla tanıştım. Bizim Mutfak, Luna, Teremyağ, Cafe Crown ve Yıldız Holding gibi dev markalarla çalışmak, adeta tasarım sahnesine güçlü bir giriş yapmamı sağladı. Yıldız Holding'in faaliyet raporlarını tasarlamak, kağıtla olan ilişkimi bir adım daha ileri götürdü diyebilirim!
Birçok ajans deneyimimden sonra rotamı biraz daha global sulara çevirdim ve kendimi Altavia Türkiye'de Art Director koltuğunda buldum. CarrefourSA'nın haftalık insert’lerini hazırlarken, hem ekibi yönlendiriyor hem de müşteri toplantılarında sunumlar yapıyordum. Ürün çekimlerinde fotoğraf ekibini yönetmek, atölyedeki grafik ekibini yönetmek gibi tecrübelerim oldu.
Sonra Deep360! Sosyal medya dünyasının içine iyice dalmışken, Carl's Jr., Vakıf Taşdelen ve Sertrans Lojistik gibi markaların sosyal medya içeriklerini bir ekip ruhuyla hazırlıyorduk. Anadolubank için masaüstü filmler hazırlamak ise cabası! Burada ekip yönetimi, koordinasyon ve proje yönetimi konularında ustalaştım diyebilirim.
TBWA'de Being Çözüm'de ise Kanal D'nin dizi ve program posterlerinin arkasındaki isimdim. Senaryoları okuyup, karakter analizleri yapıp, “Bu diziye nasıl bir görsel yakışır?” diye düşünmek heyecan vericiydi. Mood board’lar hazırlayıp, fotoğraf çekimlerinden postere kadar tüm süreci yönettim. Ayrıca Kamil Koç gibi markalarla da sosyal medya içerikleri ürettim. Red Bull Uçuş Günü’nün tüm görsel materyalleriyle uğraşmak ise adeta grafik tasarım maratonuydu.
Sonra kariyerime biraz yön değiştirdim ve Victor Orbis’e Sr. Art Director olarak katıldım. PTT’nin her bir köşesinde, şube içi posterlerden sosyal medya planlamalarına kadar her yerde tasarımlarım vardı. PTT alt markalarıyla çalışırken, bir tasarım ekibini yönetmenin hem zor hem de eğlenceli yanlarını keşfettim.
Tabii bazen işler planladığın gibi gitmez. Victor Orbis’te işler pek yolunda gitmemeye başlayınca, ben de yeni limanlara yelken açtım ve kendimi Tor Holding’in bir yan kuruluşu olan Trem Global’de buldum. Covid döneminde uzaktan çalışmak bir kurtarıcı oldu; Esenyurt’tan uzakta, dijital dünyada özgürce işlerimi hallettim.
Ve sonra, Samsung'un ajansı Cheil Worldwide ile tanıştım! 1.5 yıl boyunca HD Holding'in markaları olan Pidem, HD İskender ve Makarnam benim ana markalarımdı, arada da Samsung’a destek attığım oluyordu. Cheil Worldwide, bugüne kadar çalıştığım en keyifli ajanslardan biriydi. Geniş, ferah ve "flat" ofisiyle İstanbul’un kalbinde harika bir deneyim sundu.
Ve nihayet, şu an halen çalıştığım Digital Exchange maceram başladı. Bir yılı devirdim bile! Dijital projeler, sosyal medya içerikleri ve daha fazlası için yaratıcı fikirlerle dolu bir yolculuk bu. Kısacası, geleneksel reklamcılıkla başlayıp dijital dünyaya doğru uzun ama heyecanlı bir yol aldım.
Foto manipülasyon, creative retouch ve dijital boyama hâlâ en sevdiğim alanlardan. Son yıllarda hareketli içerik ve mobil web tasarımına da el atarak kendimi geliştiriyorum. Her adımda yeni şeyler öğrenmek, tasarım dünyasında beni her zaman heyecanlandırıyor!
Comments